Sınava sayılı günler kala öğrenciler ve ebeveynlerde kaygı da her geçen gün artıyor. Uzmanlar ise başarıyı direkt etkileyen kaygıyı kontrol altına almak için önemli uyarılarda bulunuyor. Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği’nden Uzm. Klnk. Psk. Seliyha Dolaşır sınav öncesinde çok önemli hatırlatmalarda bulundu.
Sınav kaygısının bireyin var olan potansiyelini ortaya koymasına engel olan bir kaygı olarak tanımlayan Dolaşır, sınavları belli bir hedef doğrultusunda, geçilmesi gereken araçlar olarak değil de tehlike ve engel olarak algılamaya başlaması halinde ortaya çıkan sorun olduğunu belirtti.
Bu belirtiler varsa kaygı da var!
Karamsarlık, dikkati toplamada güçlük, öfke, düşünememe, zor sorularda panik, gerginlik, sinirlilik, çarpıntı, terleme, baş Ağrısı, karın ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, mide bulantısı, bitkinlik, durgunluk, ellerde soğuma hissi, göz bulanıklığı, sık tuvalete çıkma gereksinimi.
Sınav kaygısı yüksek olan öğrencilerle normal düzeyde kaygı yaşayan öğrenciler arasında farklıkların olduğuna vurgu yapan Dolaşır, kaygı düzeyi normal kişilerin sınav durumlarını, başarılarının test edileceği bir fırsat olarak değerlendirirken, kaygısı normalin üzerinde olan adayların ise bu durumları tehdit olarak gördüklerini belirtti.
Sınav kaygısının öğrencinin tek başına geliştirdiği bir kaygı olmadığını hatırlatan Dolaşır, bunda aile ortamı, okul ve dershanelerde öğretmen tutumlarının da etkili olduğunu kaydetti.
Ebeveyn nasıl yaklaşmalı?
Uzm. Psk. Seliyha Dolaşır ebeveynleri de uyarıyor…
Eleştirel, kontrolcü, yargılayıcı, sınavı bir ölüm kalım meselesi gibi gören, çocuğunun ya da öğrencilerinin akademik başarısını kendi başarısı olarak da algılayan ebeveyn ya da öğretmen tutumları kaygıya hizmet ederler. Bu noktada çocuğa “kazanamasan da bizim için önemli değil, biz seni her durumda seviyoruz” ve benzeri ifadeler kullanmak da durumu düzeltmez. Çünkü bu tür ifadelerde “kazanmanı istiyoruz, kazanamasan da biz ebeveynlerin olarak mecburen seni seveceğiz, yapacak bir şey yok gibi bir mesaj da gizlidir, ebeveynin vermek istediği mesaj bu olmasa da böyle algılanmaya müsaittir.
Dolaşır sınav kaygısını yenmenin mümkün olduğuna vurgu yapıyor.
Kaygıyı yenmek mümkün!
Sınav kaygısıyla başa çıkabilmek için öğrencinin ve yakın çevresinin sınava ilişkin tutum ve algılarında değişiklikler yapması gerekmektedir. Düşünce süreçleri, sınava ilişkin tutum ve yaklaşımlar değişmeden kaygıyla mücadele olası değildir.
Örneğin, "bu sınavda başarısız olacağım ve herkes aptal olduğumu düşünecek" ifadesi yerine, "başarısız olmak ya da olmamak benim elimde. Şansım var, bunu kullanabilirim. Başarısız olsam bile bu benim aptal olduğumu göstermez" şeklindeki bir ifade, duruma daha gerçekçi bakmanızı sağlayacaktır.
Hangi durumda destek şart!
Sınav kaygısı olan öğrencinin kaygısını yenebilmesi için hem kendisinin hem de yakın çevresinin tutum değiştirmesini gerektiren bir sürece gereksinimi vardır. Nefes egzersizleri ve kas gevşeme tekniklerinin öğrenilmesi de kaygıyla başa çıkmada yararlı ve etkilidir. Uzun süre sınavlara çalışırken ya da sınav sırasında kaygı sorunu yaşanıyorsa bir uzmandan yardım almak gereklidir. Unutulmamalıdır ki kaygı duygusu uzun yıllar boyunca öğrenilmiş temel tutumlardan ve düşüncelerden kaynaklanır ve kişinin bu tutum ve düşünceleri değiştirebilmesi için belirli bir süreye gereksinimi vardır. Uzman yardımı, bu süreçte öğrenciye ve yakın çevresine kılavuzluk edecek ve bireyin potansiyelini gerçekleştirmesine engel olan sınav kaygısı durumunu alt etmesine yardımcı olacaktır.
Milliyet